Togstaj-izmir çalışma grubu
TOG DEÜ
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) gençliğin enerjisini toplumsal faydaya dönüştürmeyi hedefleyen bir değişim dönüşüm projesidir. Aralık 2002’de kurulan Toplum Gönüllüleri 18-25 yaş arasındaki gençlerin bir parçası oldukları toplumun sorunlarına karşı farkındalıklarını artırmayı ve gençlerin bu sorunların bir parçası olmak yerine, çözüme yönelik sosyal sorumluluk projeleri üretip hayata geçirmelerini hedeflemekte.
Ebru Fotoğraf Sergisi 4–18 Haziran arasında İzmir Konak Belediyesi ev sahipliği ve TOG DEU-Genç Fotoğraf Fraksiyonu işbirliğinde EBRU ve EBRULU SOHBETLER’i İzmir'in kalbinde yaşattı.
Resim ve Heykel Müzesi Sergi Salonu'ndan girerken daha; bakışlarındaki sıcaklıkla, yüzündeki samimiyetle ve duruşundaki narinlikle “HOŞGELDIN” diyordu kocaman fotoğraftaki Hemşinli kadın... Adımlar ilerledikçe kendinden bir parça taşıdığını düşündüğün, sana ait olduğunu hissettiğin sonra dayanamayıp bu fotoğrafların hepsinde BEN varım aslında dediğin büyülü bir salonda iç içe geçmiş anları doyasıya yaşıyorsun... Karışık duygular denizi bu olsa gerek... Dokuz Eylüllü Toplum Gönüllüsü Gençler bir atak macerasında çıktılar EBRU YOLCULUĞU’NA…
Bu yolculuk öyle bilindik yolculuklara da benzemiyordu hiç. Aniden, anlayamadan giriverdi hayatımıza… En hararetli toplantının ortasında, en keskin atölyenin ucunda ve İzmir’in tam kalbinde hep beraber yol aldık EBRU’YLA…
En güzelini Ebru’yla yaptık:
Sorguladık…
Din, dil, cinsiyet, ırk derken baktık da bunların hemen hepsi aslında toplumun üzerimizde oynadığı bir algı oyunuydu.
İçine önyargılarımızı da eklemişiz fark etmeden…
Yok, yok bu böyle olmamalıydı… Önyargılar avucumuzun içindeki çakıl taşlarıysa eğer; onların hepsini denize fırlatıp atmak lazım…
Sonra da Ebru ile beraber bizden olmadığını iddia ettiğimiz, ötekileştirdiğimiz ve yok saydığımız kesime kalbimizle dokunmak gerek. Atilla Durak'ın dediği gibi bu ülkenin bir değişim projesi EBRU…
Farklılıkların zenginlik olduğunu düşünen biz TOPLUM GÖNÜLLÜSÜ gençlere aydınlatıcı bir kaynak ve yıllar sonrası için değerli bir arşiv...
İzmir’in de Üzümün de ÇÖPSÜZÜ!!!
Sevgili TOG-DEU ahalisi, sizlere yeni bir etkinliğin havadisini vermekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Henüz kendisi yapım aşamasında da olsa kısaca etkinliğimizi anlatmadan duramadık.
Kordon'da yapmayı planladığımız etkinlik, 2 gün sürecek ve tam bir festival havasında olacak.
Etkinliğin amacı: Kentli olma bilincini tüm İzmir halkına aşılamak, çöp kutularının kullanımını arttırmak, Çevremizin temiz tutulması için toplumsal farkındalık yaratmak. Kısacası kentimize daha fazla sahip çıkmamızı hedefliyor.
Peki, ne zaman, nerde mi olacak? Az daha sabredin...Dönem başında bomba gibi bir etkinlikle karsınızda olacağız. Bizi yalnız bırakmayın ama olur mu?
Nilay KÜME
Mayıs ayında da her cumartesi İyiburnaz İlköğretim Okulunda derslerimize devam ettik. Ayrıca TÜYAP kitap fuarında afişler hazırlayarak projenin tanıtılmasına çalıştık. 4 Mayıstaki kitap okuyoruz etkinliğine öğrencilerimizin birkaçını getirerek onlarında bu etkinliğe katılmalarını sağladık. Elma Şekeri projesinin düzenlediği uçurtma şenliğine de öğrencilerimizden istekli olanların katılmasını sağladık.5 haftalık yaratıcılık eğitiminde de sona geldik.
Orhan GÖÇER
Konuşma kulübünün gerçekleşmesindeki amaç gönüllüler olarak TOG'u ülkemiz dışında anlatmak, tanıtmak, temsil etmek vb... Tam da bu süreçte yabancı dil yetersizliğinden kaynaklanan sorunları aşmak; isteyen her gönüllünün kendini ifade edecek kadar yabancı dil öğrenmesine imkân sunmak için konuşma kulübü etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz. Bu etkinlikte bize rehberlik eden Amerikan asıllı (native speaker) Benjamin arkadaşımızın hazırlamış olduğu günlük hayattan esinlenen konuları önce aramızda konuşup beraber tartışarak ve sonrasında daha akılda kalıcı ve eğlenceli olması bakımından canlandırmalar yaparak etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz. Bu hem eğlendiren hem öğreten aktiviteler yardımıyla İngilizceyi pratik yaparak kullanma imkânı buluyoruz...
Yetkin YANIK - Ahmet ASLAN
Derslerimize her hafta düzenli olarak devam ediyoruz. Ayrıca yaratıcık eğitimine başladık. Tiyatro çalışmaları da düzenli olarak devam ediyor. Ofisten gelen ölçme değerlendirme formunu çocuklara uyguladık.Karşılaştırma formları için Buca 23 Nisan İlköğretim Okulu ile görüşmelere başladık.
Orhan GÖÇER
Merhaba ben TOLGA DEMİR, Dokuz Eylül Üniversitesi Türkçe öğretmenliği bölümü 2. sınıf öğrencisiyim, Toplum Gönüllüleri Vakfı’yla tanışmam yaklaşık 3 ay önce bir arkadaşım sayesinde oldu. 2 yıl üniversite 3 yıl da lise olmak üzere toplam 5 yıl boyunca İzmir de bulundum ve Allah nasip ederse iki yıl daha burada olmayı düşünüyorum. İzmir deyince akla gelen bazı şeyler vardır. Kordon boyu gibi… Kumru gibi… Fuar gibi… Kitap fuarı açılmadan önce gelen maillerin birinde Emine Türkçü arkadaşımızın TOG’un tüyap kitap fuarında stant açacağı haberi geldi. Mailde Ege Üniversitesinden arkadaşlara Dokuz Eylül den bazı arkadaşların yardım etmesi gerektiği söyleniyordu ben de şaka yollu “beni Cezmi Ersöz’le tanıştırırsanız neden olmasın”cevabını attım sonrası malum kendimi kitap fuarında buldum.
Fuara girdiğimde yeşilliklerin arasında birer beton yığınları deyip binalara ters ters baktım. Önce aklım hayvanat bahçesine daha sonra da oyuncaklara gitti. Sonra kendi kendime “sen artık büyüdün” dedim. STK stantlarının bulunduğu bölüme girdim, ağır bir kâğıt kokusu vardı ortalıklarda ve koşuşan insanların yüzünde uzun bir yolculuk sonrası konaklamak için yer bulmuş göçmen telaşını gördüm. Ve bu telaşa ben de katıldım. İstanbul’dan gelen afişleri astık masaları sandalyeleri bulduk buluşturduk afişi olmayan projelere afiş hazırladık. Hani bir an olur ya insan günlük hayatın koşuşturması içinde ne yaptığını bilemez ve bazen kendine gelir… Ben kimim? Burada ne işim var? Biz ne yapıyoruz? Gibi sorular sorar. Bir an için öyle bir durum oldu kafamı yerden kaldırdım ege üniversitesinden Merve ve Firdevs arkadaşımızın ve Dokuz Eylülden Orhan ve Sedat arkadaşımızın çalışmalarını gördüm sonra gözüme bir şey ilişti tam karşı da gönüllüyüz afişi. Ve ben o an kendime geldim evet biz gönüllüyüz ihtiyacı olan insanlara yardım etmek için gönüllüyüz, fildişi kulelerinden insanlara bakanlara karşı evet gönüllüyüz hiçbir maddi çıkar gözetmeksizin insanlığa karşı olan borcumuzu ödemek için evet biz gönüllüyüz. Bütün bunları kafamdan geçirdikten sonra arkadaşlara dönerek bu sefer yüksek sesle “gönüllüyüz” dedim
Büyük gün geldi çattı fuarın ilk günü… Meraklı gözlerle etrafta dolaşan insan mı ararsınız boynuna taktığı katılımcı kartlarıyla oraya buraya koşuşan insan mı ararsanız, çekingen tavırlarla size yaklaşmaya çalışan çocuklar mı ararsınız, bizi görüp yaşlılığına isyan eden yetişkin gönüllü adayları mı arasınız, içinde insanlara yardım etmek aşkı taşıyan üniversite öğrencileri mi arasınız? Ne ararsanız arayın 13. İzmir Tüyap Kitap Fuarında hepsinden vardı
Meraklı gözlerin meraklarını giderdik, çekingen çocukların yanaklarına bütün gönüllülerin adına öpücükler kondurduk, yetişkin gönüllü adaylarımızın ellerini öpüp gönüllerini hoş ettik, üniversiteli arkadaşlarımıza yol gösterdik. Hepsini yaptık değerli gönüllü arkadaşlarım hepsini yaptık. Artık o fuar alanındaki ufacık stant alanımız bana dünyanın en güzel manzaralı yalısı gibiydi. O stantta durup da insanları TOG hakkında bilgilendirmek, insanlara bakın biz toplumun aksayan yanlarını tamir etmek için karşılıksız çalışıyoruz demek, bu işe gönül verdiğimizi belirtmek bir zevk haline gelmişti evet Herşey karşılıksızdı ve gönüllülük esasına dayanıyordu zaten en büyük aşklar hep karşılıksız olmamış mıdır?
Stant alanında yürüttüğümüz bir başka çalışma ise fidan bağışı kampanyasıydı. Geçen yıl Kapadokya gezisine giderken trafik kazasında kaybettiğimiz Zafer İlköğretim Okulu öğrencileri için 10 bin fidanlık bir hatıra ormanı oluşturmak amacıyla başlatıldı bu çalışmalar. Bu proje için kitap fuarı kaçırılmayacak bir fırsattı ve öyle de oldu kaçırmadık. İnanılmaz bir ilgi vardı, eminim kitap fuarındaki bu çalışma 2.yıl dönümleri olan 14 Nisan 2009 a kadar sürecek olan kampanyanın devamı için arkadaşlarımıza çok büyük moral kaynağı olmuştur. Bu konuda sizinle paylaşmak istediğim ve tamamen stantta doğaçlama olarak yazıp astımız bir şiiri paylaşmak istiyorum:
“İhmale otuz üç can
Şimdi onları düşün ve an
Ben de varım diyorsan gel
Hedef on bin fidan!”
Yani acısıyla tatlısıyla 9 günlük kitap fuarı sona erdi ben içimde hissettiğim o büyük boşluğun etkisinden yavaş yavaş kurtulup stant hakkındaki düşüncelerimi yazıyorum. Evet, çok güzel çok anlamlı günlerdi. Kendini birilerine yardım ederken izlemek ve bir yerlerden gıptayla izlendiğini hissetmek inanılmaz bir duyguydu. İzledim ve yaşadım biliyorum. Ve kitap fuarı bitince yeniden etrafta bir kâğıt kokusu yükselmeye yüzlerdeki telaş yeniden ayyuka çıkmaya başladı bir başka konaklama yerine akın ederken insanlar benim yüzümde kısa sürmüş tatlı bir anının mutlu bir tebessümü vardı.
Akşam Sayın Aydın İleri ile Kıbrıs şehitleri caddesinde oturup bir yandan karnımızı doyurup bir yandan değerlendirme toplantısı yaptık. Toplantı esnasından Aydın Beyin bir ara Cezmi abi diye seslendiğini duydum. Döndüm baktım kirli beyazlamış sakalları ile bir adamı gördüm başımı çevirdim yemeye devam ettim. Aydın Abi arkadaşıyla konuşup ayrıldıktan sonra ben Aydın Abi’ye “Abi ben sanki bu adamı tanıyorum neydi tam adı ?” diye sordum kendisi bana “Cezmi Ersöz” diye cevap verdi bir an aklımdan standa gitmeme neden olan Emine’nin mesajına verdiğim cevabı geçirdim “beni Cezmi Ersöz’le tanıştırırsanız neden olmasın” ne mi yaptım? Önce güldüm sonra içimden teşekkürler Cezmi Ersöz dedim
Bütün bu güzel günleri, güzel duyguları yaşatan başta Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın değerli kurucularına; Sayın Aydın İleri’ye; Ege Üniversitesi’nden Merve, Firdevs, Mahmut Sabri; Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Orhan, Sedat, Didem arkadaşlarıma ve stantta bizimle beraber duran bütün gönüllü arkadaşlarıma; Kars’tan, Bursa’dan, Muğla’dan gelerek bizi yalnız bırakmayan arkadaşlarıma ve bütün tog gönüllülerine teşekkürlerimi bir borç biliyorum.
Ve bitti “arkadaşım” biliyorum yarını bu ayrılığın…
Krizantem
Tolga DEMİR
Pazar günleri benim için yıllardır bir işkence gibiydi. Okul hazırlıkları, son güne bırakılmış ve muhtemelen yetişemeyecek ödevler ve dahası. Ama Elmaşekeri Projesi'ne katıldıktan sonra pazar günleri farklı şeyler ifade etmeye başladı.
Oyunlarda, drama çalışmalarında onları çeşitli rollere bürünürken izlemek, sevinçlerini paylaşmak her birimizin yüzüne kocaman bir gülümseme konduruyor. Çocukların gözlerindeki sevinç, masumiyet, öğrenme isteği ise dikkatli davranmamız gerektiğini bilmemizin verdiği heyecanı yenmemizi sağlıyor ve o dakikadan itibaren yeri geldiğinde çocuklar gibi eğlenip yeri geldiğinde abla-ağabey sıcaklığıyla onlarla konuşabiliyoruz.
Günün sonunda her birinden "çok eğlendim", " Elmaşekeri bizi seçtiği için çok şanslıyız", " COSTURDULAR :))"... Laflarını duymamız sanıyorum yorucu bir o kadar da eğlenceli bir pazar gününün en güzel armağanı...
Demet Asli ÇALTEKİN
Eskişehir Gençlik Konseyi hayatımda birçok şeyi değiştirdi. Değişimin yanında gelişim de kaçınılmaz oldu galiba. Aktarım, katılım ve paylaşım, bunların hepsi vardı bu konseyde. Yani TOG’la ilgili, gençlerle ilgili her şeyi konuştuk, tartıştık, değerlendirdik. Toplantı çıktılarından, saha departmanlarının yıllık hedeflerinden tutun da genç yönetim kurulu aday adaylarını seçme sürecini, paralel atölyeleri, farklı örnekleri vb. gibi pek çok şeyi konuştuk hep beraber. Tabi fuarımız da oldu. Kısacası inanılmaz yoğun, verimli, dolu dolu, faydalı bir 4 gün yaşadık Eskişehir konseyde. Umarım herkes konseyin o havasını yaşar.
Son olarak emeklerinden, sabırlarından dolayı Eskişehir Konseyi organizasyon ekibine sonsuz teşekkürler.
Halil İbrahim GÜLSEVER
Yazın yapım aşamasında olan izmir danismak kurulu, artık işler durumda...İzmir Danışma Kurulu kısaca “İDK” birbirinden değerli 13 yetişkinden oluşuyor. Her birisi de biz gençlerin enerjisine ve dinamiğine sahip sosyal sorumlluluk projeleri içerisnde yer almak isteyen (yer alan) Toplum Gönüllüleri.
Bu ay içerisinde kendilerinin tecrübelerinden yaralanmak ve onlara danışmak uzere IDK uyelerine iadeyi ziyaretlerde bulunduk.
Kapısını çaldiğimiz danişma kurulu üyelerimizden birisi de Yeni Asır TV’de hem editorlük hem de program yapımcılığı yapmakta olan Engin Tatlıbal’dı. Kendisiyle, İzmir’de TOG’un tanınırlığını artırmaya yönelik, gençler ve yetişkinlerden oluşacak bir ekiple neler yapabilirizi içeren çok hoş bir sohbetimiz oldu.
İlerleyen günlerde danişma kurulu üyelerimize ziyaretlerimiz devam edecek Bizden ayrılmayın. :)
Nilay Küme
31.01.08